N.Meriç soruyor:
Merhaba, Kanada’da yasayan halam ve kuzenim var. Halam yaşlı, kuzenim evli, çocukları da var. Belki o yardımcı olabilir ama bir yol bulmam lazım. Tanıdık birilerine yollamak daha kolay belki, ama onlara da yük olmak istemem. Oğlumun da matematik dışındaki dersleri iyi... Şimdiden gerilmiş bir durumda, "hangi bölüm seçmeliyim, ileride ne olmalıyım" diyor. Sanatla ilgisi yok, devlet okulunda okuduğu halde İngilizcesi çok iyi, bu konuda çekingen de değil… Yardımcı olursanız sevinirim.
Sistem, bu yaşta çocukların aile yanında kalmasını uygun görüyor. Kanada devletinin belirlediği ve seçtiği aileler yanında. Ancak tabii sizinki de bir seçenek. Yine de bu biraz çetrefilli bir seçim. Akrabalarınız 18 yaşından küçük bir çocuğun sorumluluğunu almak isteyecekler mi? Durup dururken ilişkileri zedelemek de var. :) Evet daha ekonomik bir çözüm ama bir ana kucağından diğerine gitmesi mi iyi yoksa hayatı bütün olarak öğrenmesi mi? Sadece okul eğitimini önemsemiyoruz değil mi? Şefkatli akraba ortamında hep daha az şey öğrenecek ve daha az yeni insan tanıyacak. Verdiğiniz para ve emeğe değmesi için biraz mücadele etmesi gerek. İngilizceyi sevmesi ve konuşmaktan çekinmemesi büyük avantaj. Bir şirket aracılığıyla gönderirseniz, şirketin de dikkat ettiği noktalardan biri bu. "İleride ne olacağım, ne yapacağım" sorusu bu yaş çocuklarının zaten kendine sorması gereken sorular ve evet bu yaştaki çocuklar üniversite okumak istiyorsa hep sıkıntılılar, bütün dünyada... Bundan kaçış yok, doğal olan bu :) Ama geçecek ve ümit edelim ki her şey çok güzel olacak. Sevgiler...
Merhaba, Kanada’da yasayan halam ve kuzenim var. Halam yaşlı, kuzenim evli, çocukları da var. Belki o yardımcı olabilir ama bir yol bulmam lazım. Tanıdık birilerine yollamak daha kolay belki, ama onlara da yük olmak istemem. Oğlumun da matematik dışındaki dersleri iyi... Şimdiden gerilmiş bir durumda, "hangi bölüm seçmeliyim, ileride ne olmalıyım" diyor. Sanatla ilgisi yok, devlet okulunda okuduğu halde İngilizcesi çok iyi, bu konuda çekingen de değil… Yardımcı olursanız sevinirim.
Sistem, bu yaşta çocukların aile yanında kalmasını uygun görüyor. Kanada devletinin belirlediği ve seçtiği aileler yanında. Ancak tabii sizinki de bir seçenek. Yine de bu biraz çetrefilli bir seçim. Akrabalarınız 18 yaşından küçük bir çocuğun sorumluluğunu almak isteyecekler mi? Durup dururken ilişkileri zedelemek de var. :) Evet daha ekonomik bir çözüm ama bir ana kucağından diğerine gitmesi mi iyi yoksa hayatı bütün olarak öğrenmesi mi? Sadece okul eğitimini önemsemiyoruz değil mi? Şefkatli akraba ortamında hep daha az şey öğrenecek ve daha az yeni insan tanıyacak. Verdiğiniz para ve emeğe değmesi için biraz mücadele etmesi gerek. İngilizceyi sevmesi ve konuşmaktan çekinmemesi büyük avantaj. Bir şirket aracılığıyla gönderirseniz, şirketin de dikkat ettiği noktalardan biri bu. "İleride ne olacağım, ne yapacağım" sorusu bu yaş çocuklarının zaten kendine sorması gereken sorular ve evet bu yaştaki çocuklar üniversite okumak istiyorsa hep sıkıntılılar, bütün dünyada... Bundan kaçış yok, doğal olan bu :) Ama geçecek ve ümit edelim ki her şey çok güzel olacak. Sevgiler...
Alp Küçükkömürcü yazıyor:
İki yıldır Kanada’da lisede okuyorum. Yanında kaldığınız aile gerçekten çok önemli. Bizim ailelerden bir beklentimiz olduğu gibi onların da bizlerden beklentileri var. Genelde bunlar basit ve herkes tarafından yapılabilecek küçük işlerdir. Sonuçta kısa dönemlik bile gitmiş olsanız o evin bir parçası oluyorsunuz. Arkadaşlarım arasında çok gördüm “Ben bu aileye para veriyorum aylık, beni işçi olarak kullanamazlar!” diyenleri… Sonuçta onlar da sizin köleniz değil ve aldıkları para sizin ihtiyaçlarınız karşılamak için, sizin bebek bakıcılığınız için değil. Host ailenizin sizden öncelikli isteği odanızı toplu tutmak olacaktır. Ayrıca aileniz sizden kendi çamaşırlarınızı makinede yıkamanızı, kendi bulaşıklarınızı veya haftada bir tüm bulaşıkları yıkamanızı isteyebilir. Bir de herkesin nefret ettiği “Snow shoveling” var. Adından belli olduğu gibi “kar küremek”. Artık geleneksel oldu bu kar küreme olayı. Tabi Kanada’ya Türkiye’ye yağdığı gibi kar yağmadığı için birinin evin önüne yağan ve arabanın önünü kapayan karı temizlemesi gerekiyor. Bu bazen siz oluyorsunuz ve akşam vakti tam Essay yazmanız gerekirken biri sizden dışarıdaki kar yığınını temizlemenizi rica ediyor. Afra tafra yaparak dışarı çıkıyorsunuz ve elinizde bir kürekle karı küremeye başlıyorsunuz. Çok tatsız bir şeymiş gibi durabilir ama sinirinizi ve stresinizi atmak için çok güzel bir aktivite. Kar küremeyi bitiriyorsunuz ve eve giriyorsunuz ve host aileniz size içi sıcak çikolata dolu bir fincan uzatıyor. Bu olayı yaşamamış exchange neredeyse yoktur. Host ailenizin sizden bir diğer beklentisi de onlarla vakit geçirmeniz. Yemeğinizi bitirdikten sonra onlarla salona geçin. Özellikle ilk haftalarda odalarına kapanan öğrencileri sevmezler. İngilizcem kötü diye endişe edip onlarla iletişime girmekten korkmayın. Son olarak sizden vaktinde evde olmanızı ve bir yere giderken haber vermenizi isteyecekler. Onlara söz verdiğiniz saate veya bekledikleri saate evde olmazsanız başınız biraz belada olabilir. Sizin sorumluluğunuzu taşıdıkları için çoğu aile bu konuda biraz sıkı olur. Nerede ne yaptığınızı bilmek isterler. Host ailelerin beklentileri genel olarak bunlardır ve beklentilerini karşıladığınız sürece onların güvenini ve iyi niyetini kazanmış olacaksınız. Ama tabii ki bir öğrenciyseniz eğitim önceliklidir sizin için. Host ailenin beklentilerini ödevlerinizin üstünde tutmamaya çalışın.
İki yıldır Kanada’da lisede okuyorum. Yanında kaldığınız aile gerçekten çok önemli. Bizim ailelerden bir beklentimiz olduğu gibi onların da bizlerden beklentileri var. Genelde bunlar basit ve herkes tarafından yapılabilecek küçük işlerdir. Sonuçta kısa dönemlik bile gitmiş olsanız o evin bir parçası oluyorsunuz. Arkadaşlarım arasında çok gördüm “Ben bu aileye para veriyorum aylık, beni işçi olarak kullanamazlar!” diyenleri… Sonuçta onlar da sizin köleniz değil ve aldıkları para sizin ihtiyaçlarınız karşılamak için, sizin bebek bakıcılığınız için değil. Host ailenizin sizden öncelikli isteği odanızı toplu tutmak olacaktır. Ayrıca aileniz sizden kendi çamaşırlarınızı makinede yıkamanızı, kendi bulaşıklarınızı veya haftada bir tüm bulaşıkları yıkamanızı isteyebilir. Bir de herkesin nefret ettiği “Snow shoveling” var. Adından belli olduğu gibi “kar küremek”. Artık geleneksel oldu bu kar küreme olayı. Tabi Kanada’ya Türkiye’ye yağdığı gibi kar yağmadığı için birinin evin önüne yağan ve arabanın önünü kapayan karı temizlemesi gerekiyor. Bu bazen siz oluyorsunuz ve akşam vakti tam Essay yazmanız gerekirken biri sizden dışarıdaki kar yığınını temizlemenizi rica ediyor. Afra tafra yaparak dışarı çıkıyorsunuz ve elinizde bir kürekle karı küremeye başlıyorsunuz. Çok tatsız bir şeymiş gibi durabilir ama sinirinizi ve stresinizi atmak için çok güzel bir aktivite. Kar küremeyi bitiriyorsunuz ve eve giriyorsunuz ve host aileniz size içi sıcak çikolata dolu bir fincan uzatıyor. Bu olayı yaşamamış exchange neredeyse yoktur. Host ailenizin sizden bir diğer beklentisi de onlarla vakit geçirmeniz. Yemeğinizi bitirdikten sonra onlarla salona geçin. Özellikle ilk haftalarda odalarına kapanan öğrencileri sevmezler. İngilizcem kötü diye endişe edip onlarla iletişime girmekten korkmayın. Son olarak sizden vaktinde evde olmanızı ve bir yere giderken haber vermenizi isteyecekler. Onlara söz verdiğiniz saate veya bekledikleri saate evde olmazsanız başınız biraz belada olabilir. Sizin sorumluluğunuzu taşıdıkları için çoğu aile bu konuda biraz sıkı olur. Nerede ne yaptığınızı bilmek isterler. Host ailelerin beklentileri genel olarak bunlardır ve beklentilerini karşıladığınız sürece onların güvenini ve iyi niyetini kazanmış olacaksınız. Ama tabii ki bir öğrenciyseniz eğitim önceliklidir sizin için. Host ailenin beklentilerini ödevlerinizin üstünde tutmamaya çalışın.
Ebru G. yazıyor:
Ben de bir Kanada velisi olarak sürece alışmak için hala ciddi efor sarfediyorum. Hele de bloğunuzu okuduktan sonra sanki yeni baştan süreci yaşamış gibi hissettim kendimi. Bizim şu an yaşadığımız en büyük sorun ile ilgili size danışmak istedim aslında. Oğlum çok seçici bir çocuktur. Özellikle arkadaş konusunda ve bu konuda Kanada’da zorluk çekiyor. Hafta sonları yalnız kalıyor ve yapacak çok bir şey bulamıyor. Alp bu sıkıntıyı yaşadı mı ? Yaşadıysa nasıl aştığı konusunda bir öneriniz olabilir mi diye yazmak istedim. Bu arada yazdığınız blog tam kafamdan geçen işi yansıtmış. Süpersiniz. Sevgiler.
Merhaba Ebru Hanım. Tablo şu: Yılın 8 ayı kar yağan bir memleket. Çok kar yağınca okullar tatil oluyor. Eğer kasabadaysa çocukların gidebileceği bir tane alışveriş merkezi bir kaç da kafe var. Diğerleri öğrenci bütçesini aşan yerler. Ülke nüfusu toplam yüzölçümü düşünüldüğünde çok az. Uzun yıllar yabancılar olmadan kendi kendilerine yaşamışlar :) Kısaca Kanadalı öğrencilerin kanı bizler kadar arkadaş olalım diye kaynamıyor. Bir de tabi her exchange öğrenciye geçici gözüyle bakabiliyorlar. Ama Brezilyalılar, Meksikalılar hatta Çinliler yani biraz olsun yakıcı güneş görmüş ülkelerin çocukları arkadaşlık konusunda daha hevesli. Benim oğlum okulda çok iyi anlaştığı Türk arkadaşlarıyla bile hafta sonu takılamıyor. Sosyalleşme şartları zor. Ev sahibi anne karda arabasının önündeki karı kürersen seni kafeye arabasıyla taşıyıp sonra bir de geri alacak. Otobüs, taksi falan çoğu kasabada yok. Çok küçükse kasaba, hava durumuna göre yürüyebiliyor ama büyükse o da zor. Benim oğlum sosyal biri olduğu halde aynı zorluğu yaşıyor. O da şöyle bir yöntem buldu: Türkiye'deki arkadaşlarıyla , ücretsiz görüşmeyle bolca sohbet ediyor. Öyle ya da böyle arkadaşsızlık çekmiyor. Yabancı öğrencilerle arkadaşlığı da okulda sürdürüyor. Bunların içinde kötü alışkanlıkları olanları zaten elemesi gerek. Ama bir sporla uğraşırsa hem de bu bir takım oyunu olursa arkadaşlıklar daha kolay oluyor. Bu sorunu çok büyütürse seneye daha merkezi ve kalabalık bir şehir talep edebilirsiniz. Çok sevgiler.
Ben de bir Kanada velisi olarak sürece alışmak için hala ciddi efor sarfediyorum. Hele de bloğunuzu okuduktan sonra sanki yeni baştan süreci yaşamış gibi hissettim kendimi. Bizim şu an yaşadığımız en büyük sorun ile ilgili size danışmak istedim aslında. Oğlum çok seçici bir çocuktur. Özellikle arkadaş konusunda ve bu konuda Kanada’da zorluk çekiyor. Hafta sonları yalnız kalıyor ve yapacak çok bir şey bulamıyor. Alp bu sıkıntıyı yaşadı mı ? Yaşadıysa nasıl aştığı konusunda bir öneriniz olabilir mi diye yazmak istedim. Bu arada yazdığınız blog tam kafamdan geçen işi yansıtmış. Süpersiniz. Sevgiler.
Merhaba Ebru Hanım. Tablo şu: Yılın 8 ayı kar yağan bir memleket. Çok kar yağınca okullar tatil oluyor. Eğer kasabadaysa çocukların gidebileceği bir tane alışveriş merkezi bir kaç da kafe var. Diğerleri öğrenci bütçesini aşan yerler. Ülke nüfusu toplam yüzölçümü düşünüldüğünde çok az. Uzun yıllar yabancılar olmadan kendi kendilerine yaşamışlar :) Kısaca Kanadalı öğrencilerin kanı bizler kadar arkadaş olalım diye kaynamıyor. Bir de tabi her exchange öğrenciye geçici gözüyle bakabiliyorlar. Ama Brezilyalılar, Meksikalılar hatta Çinliler yani biraz olsun yakıcı güneş görmüş ülkelerin çocukları arkadaşlık konusunda daha hevesli. Benim oğlum okulda çok iyi anlaştığı Türk arkadaşlarıyla bile hafta sonu takılamıyor. Sosyalleşme şartları zor. Ev sahibi anne karda arabasının önündeki karı kürersen seni kafeye arabasıyla taşıyıp sonra bir de geri alacak. Otobüs, taksi falan çoğu kasabada yok. Çok küçükse kasaba, hava durumuna göre yürüyebiliyor ama büyükse o da zor. Benim oğlum sosyal biri olduğu halde aynı zorluğu yaşıyor. O da şöyle bir yöntem buldu: Türkiye'deki arkadaşlarıyla , ücretsiz görüşmeyle bolca sohbet ediyor. Öyle ya da böyle arkadaşsızlık çekmiyor. Yabancı öğrencilerle arkadaşlığı da okulda sürdürüyor. Bunların içinde kötü alışkanlıkları olanları zaten elemesi gerek. Ama bir sporla uğraşırsa hem de bu bir takım oyunu olursa arkadaşlıklar daha kolay oluyor. Bu sorunu çok büyütürse seneye daha merkezi ve kalabalık bir şehir talep edebilirsiniz. Çok sevgiler.
Gülcan Hanım soruyor:
Aslı hanım merhaba, kızım eylül ayında 10. sınıfı okumak üzere Kanada'ya gidecek. Heyecanımı, endişemi, şimdiden özleyişimi bir kenara bırakıp hazırlıklara kafa yoruyorum. Öncelikle havayolu olarak Air Canada'yı mı, THY mi seçelim? Kışlık mont outdoor giyim markalarından olmak kaydıyla Türkiye'den mi alayım, Kanada'dan kendisi mi alsın?Bilgisayarı Türkiye'den mi alayım, Kanada'dan kendisi mi alsın? Telefon veya skype görüşmeleri kısıtlı mı? Zaman ayıracağınız için şimdiden teşekkür ederim.
Merhaba, şimdiden tebrikler. Havayolu olarak ikisi de başarılı. Ama çok aktarmalı olacağı için, mesela Luftansa ile Almanya'ya uçmanız çok muhtemel. Bizim destinasyonda kötü şirket yok. Bilet alırken önemli olan, aradaki bekleme saatleri... Aktarmaları koşturmacalı olmasın diye zaman ayarlaması iyi ve bolca olmalı. Bilet satan acentadan buna dikkat etmesini isteyin. (Ana sayfada oğlumun yazdığı uçak yolculuğu bölümünü okumanızı tavsiye ederim)
Kışlık montu oradan alsın, bizim kışlara benzemiyor. Eylül sıcak olduğu için buradan alacağınız montu bavula yerleştirmek zorunda kalacaksınız ve çok yer tutacak. Eylül- Ekim aylarında ucuzluk satışları var. Kızınız oradan iyi bir ürün alabilir ayrıca seneye devam ederse bu ağır yükü orada bırakıp bir daha ki gidişinde tekrar kullanabilir. Ayakkabı da aynı şekilde.
Bilgisayar kesinlikle orada daha ucuz. Buradan taşımasına değmez.
Telefon görüşmeleri konusunda ana sayfada bir çok yazı var. Şirket tarafından kısıtlanması söz konusu değil, ancak çocukların uyum süreçleri için her gün saatlerce konuşulmasını, aileden, arkadaşlardan, sosyallikten kopulmasını önermiyorlar. Haklılar da.. Sevgiler, iyi şanslar...
Aslı hanım merhaba, kızım eylül ayında 10. sınıfı okumak üzere Kanada'ya gidecek. Heyecanımı, endişemi, şimdiden özleyişimi bir kenara bırakıp hazırlıklara kafa yoruyorum. Öncelikle havayolu olarak Air Canada'yı mı, THY mi seçelim? Kışlık mont outdoor giyim markalarından olmak kaydıyla Türkiye'den mi alayım, Kanada'dan kendisi mi alsın?Bilgisayarı Türkiye'den mi alayım, Kanada'dan kendisi mi alsın? Telefon veya skype görüşmeleri kısıtlı mı? Zaman ayıracağınız için şimdiden teşekkür ederim.
Merhaba, şimdiden tebrikler. Havayolu olarak ikisi de başarılı. Ama çok aktarmalı olacağı için, mesela Luftansa ile Almanya'ya uçmanız çok muhtemel. Bizim destinasyonda kötü şirket yok. Bilet alırken önemli olan, aradaki bekleme saatleri... Aktarmaları koşturmacalı olmasın diye zaman ayarlaması iyi ve bolca olmalı. Bilet satan acentadan buna dikkat etmesini isteyin. (Ana sayfada oğlumun yazdığı uçak yolculuğu bölümünü okumanızı tavsiye ederim)
Kışlık montu oradan alsın, bizim kışlara benzemiyor. Eylül sıcak olduğu için buradan alacağınız montu bavula yerleştirmek zorunda kalacaksınız ve çok yer tutacak. Eylül- Ekim aylarında ucuzluk satışları var. Kızınız oradan iyi bir ürün alabilir ayrıca seneye devam ederse bu ağır yükü orada bırakıp bir daha ki gidişinde tekrar kullanabilir. Ayakkabı da aynı şekilde.
Bilgisayar kesinlikle orada daha ucuz. Buradan taşımasına değmez.
Telefon görüşmeleri konusunda ana sayfada bir çok yazı var. Şirket tarafından kısıtlanması söz konusu değil, ancak çocukların uyum süreçleri için her gün saatlerce konuşulmasını, aileden, arkadaşlardan, sosyallikten kopulmasını önermiyorlar. Haklılar da.. Sevgiler, iyi şanslar...
Nesrin K. yazdı: Oğlum bu yıl Kanada’da 9.sınıfa başladı. Bu sürece gelene kadar yaşadığım tecrübeleri ve duygularımı sizlerle paylaşmak istiyorum. Oğlum Kanada’ya Lise okumak için gitmeye karar verdiğinde, bir anne olarak tecrübelerini dinlemek üzere Aslı Küçükkömücü ve sevgili oğlu Alp’le geçen yaz tanıştım. Şimdi benim yaşadığım tecrübeleri onlardan dinleyerek hazırlıklı olarak oğlumuzu Kanada’ya gönderdik. Aslında her çocuğun kendine özgü yaşadığı güzellikler ve sıkıntılar da oluyor tabi. Soğuk havada 1,5 saat dışarda uzun uzun yürüyüşler yapmak, kapının önündeki karları küremek, belki geceleri özlediğinde gözleri dolup bunu size hissettirmemek gibi... Ama bu süreci idare etmesini öğrendiğini görünce yaşadığınız her şeye değdiğini (özellikle özlem ve ayrılık) anlıyorsunuz. Ayrılık günü gelip çattığında endişeleriniz ve kaygılarınız kat ve kat artıyor. Giden grup içinde en küçük olan 14 yaşındaki göz bebeğiniz oğlunuzu Allah’a emanet ederek yolcularken ona, verdiği kararın sonuna kadar arkasında olduğunuzu göstermek çok önemli. Tabi gitmeye kararlı olan çocuğunuz olmalı sizin istemeniz önemli değil. Oğlum giderken hiç arkasına bile bakmadan pasaporttan geçip gittiğinde gözyaşlarımı içime gömmüştüm ta ki o gözden kaybolana kadar. Sonra istemsiz gözyaşlarımı durduramamıştım. Ama her şey onun gelecekteki güzel günleri ve hayallerini gerçekleştirmek içindi. Yurt dışına çıkan bir insanın yaşayacağı bir sürü aksilik yaşamıştı. Gerçi olabilecek her şeyi anlatsanız bile yaşadığını görmek insanı geriyor. İstanbul-Frankfurt- Montreal- Moncthon uçuşlarını yaparken Kanada’ya girişte niçin geldiğine dair alındığı sorgu odasından çıkıp diğer uçağa yetişememiş ve kaçırmıştı.
7000 km mesafeden aradığında “baba bir sonraki uçuşla gideceğim” dediğinde telefonun diğer ucunda sürekli ona çok büyük bir iş becerdiğini telkin ederek cesaretini kırmamaya çalışıyorsunuz. Son varış noktasında onu karşılayan aile ile Welcome to Canada pankartı ile görünce inanamıyorsunuz. Türkiye’de yalnız başına bir alışveriş merkezine göndermediğim oğlum dünyanın bir ucuna gitmişti ve bu yolculuk sürecini çok iyi idare etmişti. Bundan sonraki 6 ay yaşadığı süre boyunca çok sık aramayıp kendini oraya adapte etmeye çalıştığını ve sızlanmadığına şahit olduğumda 14 yaşına kadar her daim yanında olduğumuz oğlumuz verdiği kararın arkasında duruyordu. Başarılı olmak için sabretmeyi ve sebat etmeyi yaşayarak öğreniyordu.
Yanında kaldığı Host annesi son derece prensipli ve kuralları olan biri. Ayrıca onun yaşadığı anları fotoğraflayarak ve Facebook kanalıyla paylaşarak bizleri rahatlatıyor. Oğlumuz Facebook/instagram gibi sosyal medyayı kullanmayan bir çocuk olduğu için ben Host annesi ve o bölgedeki exchange öğrenciler ve onların velileri ile Facebook kanalıyla arkadaş olup onun hayatının bir kısmını takip ediyordum. Arkadaşlarının ve ailelerinin paylaştığı resimlerden onu görmek bir nebze içimi rahatlatıyordu. Bu süreçte yanında kaldığı host annesinden zaman zaman dersleri ve ruh hali hakkında bilgi alıyordum. İkili ilişkilerinizi samimi tuttuğunuzda farklı kültüre sahip olsalar bile size yardımcı oluyorlar.
Kaldığı bölge kış şartları çok çetin bir bölge olması dolayısı ile 6. ayın sonunda ara tatil için Türkiye’ye gelmek istediğini söylediğinde ”acaba gelirse bir daha dönmek istemez mi?” diye düşünüyorsunuz. Ama gerçek şu ki imkanlar dahilinde ise bir nefes almasını sağlamak ona ve size iyi geliyor. İlk gittiğine göre daha içiniz rahat belki ama ta ki yine yerine ulaşana kadar uykusuz kalıyorsunuz.
Sonuç olarak bu süreçte tatile geldiğinde evrensel düşünebilen, epey kilo vermiş, kendini aşmış, farklı genç bir delikanlı gördük. Bu yaşında bir çok yaşam deneyimi olan AİLESiNE BAĞLI ama BAĞIMLI olmayan bir evlat …
7000 km mesafeden aradığında “baba bir sonraki uçuşla gideceğim” dediğinde telefonun diğer ucunda sürekli ona çok büyük bir iş becerdiğini telkin ederek cesaretini kırmamaya çalışıyorsunuz. Son varış noktasında onu karşılayan aile ile Welcome to Canada pankartı ile görünce inanamıyorsunuz. Türkiye’de yalnız başına bir alışveriş merkezine göndermediğim oğlum dünyanın bir ucuna gitmişti ve bu yolculuk sürecini çok iyi idare etmişti. Bundan sonraki 6 ay yaşadığı süre boyunca çok sık aramayıp kendini oraya adapte etmeye çalıştığını ve sızlanmadığına şahit olduğumda 14 yaşına kadar her daim yanında olduğumuz oğlumuz verdiği kararın arkasında duruyordu. Başarılı olmak için sabretmeyi ve sebat etmeyi yaşayarak öğreniyordu.
Yanında kaldığı Host annesi son derece prensipli ve kuralları olan biri. Ayrıca onun yaşadığı anları fotoğraflayarak ve Facebook kanalıyla paylaşarak bizleri rahatlatıyor. Oğlumuz Facebook/instagram gibi sosyal medyayı kullanmayan bir çocuk olduğu için ben Host annesi ve o bölgedeki exchange öğrenciler ve onların velileri ile Facebook kanalıyla arkadaş olup onun hayatının bir kısmını takip ediyordum. Arkadaşlarının ve ailelerinin paylaştığı resimlerden onu görmek bir nebze içimi rahatlatıyordu. Bu süreçte yanında kaldığı host annesinden zaman zaman dersleri ve ruh hali hakkında bilgi alıyordum. İkili ilişkilerinizi samimi tuttuğunuzda farklı kültüre sahip olsalar bile size yardımcı oluyorlar.
Kaldığı bölge kış şartları çok çetin bir bölge olması dolayısı ile 6. ayın sonunda ara tatil için Türkiye’ye gelmek istediğini söylediğinde ”acaba gelirse bir daha dönmek istemez mi?” diye düşünüyorsunuz. Ama gerçek şu ki imkanlar dahilinde ise bir nefes almasını sağlamak ona ve size iyi geliyor. İlk gittiğine göre daha içiniz rahat belki ama ta ki yine yerine ulaşana kadar uykusuz kalıyorsunuz.
Sonuç olarak bu süreçte tatile geldiğinde evrensel düşünebilen, epey kilo vermiş, kendini aşmış, farklı genç bir delikanlı gördük. Bu yaşında bir çok yaşam deneyimi olan AİLESiNE BAĞLI ama BAĞIMLI olmayan bir evlat …
Serap E. Sinecen yazıyor:
Mutlu ve başarılı bir hayat sürmesi için... Bizim Kanada serüvenimiz Amerika’daki dil okullarını araştırırken başladı. Bir gece bütün aile oturup, 5 haftalık dil okullarının maliyetlerini ve oğlum Arda’ya getirisini tartıştık, derken exchance öğrencilerinin youtube videolarını seyretmeye ve oradaki okulları ve üniversiteleri araştırmaya başladık. Aslında oğlumun yıllardır hayali Amerika’da üniversite okumaktı. Ama ben Amerika’da okumasındansa Kanada’ya gitmesini tercih ettiğim için, lise değişim programına katılmasının onun hayallerine kavuşmasına bir adım daha yaklaştıracağını düşünmüştüm. Sonrasında da danışman şirketimizle görüşmelere başladık.
Maliyetler konusunda hiçbir bilgimiz yoktu. Sadece hayaller, umutlar ve içimizde büyük bir heyecan vardı. Bu görüşmeler arttıkça ve kafamızdaki sorular cevaplandıkça doğru bir yola girdiğimiz hissi bizi daha çok heyecanlandırmaya başladı. Yıllık maliyetler gerçekten fazlaydı fakat oğlumuzun orada yaşayacağı bir yıl hayatında çok şeyi değiştirebilirdi. Sıra Kanada’nın neresine gideceği hangi lisede okuyacağına gelmişti. Biz İzmirli olduğumuz için deniz ve güneş bizim için önemliydi. Kanada’nın soğuk ve karlı -30 lara varan sıcaklığında oğlum asla yaşayamazdı. Bu yüzden Kanada’nın batı bölümünü British Columbia bölgesini tercih ettik. Gideceği yer Nanaimo olacaktı. Nanaimo bilindik ve popüler bir Kanada şehri Vancouver in karşısında bulunan bir adanın küçük bir şehriydi. Büyükşehir Vancouver’a feribotla 2 saatlik mesafedeydi. Vancouver’da yaşayan bir yakınımızın olması da ayrıca bana güven veriyordu. Arda’yla tanışmasalar da ona 2 saatlik mesafedeydi. Başta bunlar oğluma gereksiz ve saçma telaşlar gibi görülse de, bir anne olarak ister istemez her şeyi düşünüyorsunuz. Özellikle en kötü şeyleri düşünüp sürekli senaryo üreten bir kişi olan ben, oğlumun bu kadar uzakta olması beni aynı zamanda telaşlandırıyordu.
Hazır yeri gelmişken şunu da belirteyim, etrafınızda ben asla evladımı bu kadar uzağa gönderemem diyen, gizli gizli ben evladımı çok seviyorum mesajları verip sizin verdiğiniz karardan ötürü sizin evladınıza duyduğunuz sevgi ve bağlılığın yeteri kadar olmadığını vurgulayan çok kişi olacaktır. İçinizdeki fırtınayı, uykusuz geçen gecelerinizi, onun mutlu ve başarılı bir hayat sürmesi için pek çok şeye nasıl göğüs gerdiğinizi, bir tek siz bileceksiniz.
Nanaimo’ya yolculuk yaklaşmış ve yanında bir yıl boyunca kalacağı aile bilgileri bize ulaşmıştı. Dualarım gerçekleşmiş ve iki çocuklu bir aile bizim host ailemiz olmuştu. Çocukların yaşlarının küçük olması hem o ailede iyi zaman geçirmesi ve sıkılmaması hem de çocuklara abilik yaparken İngilizce’yi geliştirmesinde etkili olacaktı. Umduğum gibi oldu ve Arda güzel bir yılı Nanaimo’da tamamladıktan sonra 12.sınıfı da orada okuyarak liseden mezun olacak.
İkinci yılını da Kanada da tamamladığı için üniversite başvurusunda bulunurken, okuduğu iki yılın notları ve öğretmenlerinin referansları önemliydi. Hedefleri doğrultusunda son iki yıl ders seçimini yapması ve akademik dersleri seçmesi, oğlumun üniversite hayallerine ulaşmasını sağladı. Zaman zaman umutsuzluğa kapılsa da danışmanımız Safa beyin de desteğiyle kabul gördüğümüz dünyanın en iyi üniversitelerinden, Kanada’nın ikinci büyük üniversitesi UBC
( University of British Columbia ) ya ön kaydını yaptırdık.
Oğlumun orada yaşamaya devam edeceğini ve dönmeyeceğini görsem de, mutlu olduğunu bilmek, yavru kuşun yuvadan erken uçuşunu ve hayallerine kanat çırpışını seyretmek, bir anne için mutluluk verici. Yolun açık olsun oğlum…
Mutlu ve başarılı bir hayat sürmesi için... Bizim Kanada serüvenimiz Amerika’daki dil okullarını araştırırken başladı. Bir gece bütün aile oturup, 5 haftalık dil okullarının maliyetlerini ve oğlum Arda’ya getirisini tartıştık, derken exchance öğrencilerinin youtube videolarını seyretmeye ve oradaki okulları ve üniversiteleri araştırmaya başladık. Aslında oğlumun yıllardır hayali Amerika’da üniversite okumaktı. Ama ben Amerika’da okumasındansa Kanada’ya gitmesini tercih ettiğim için, lise değişim programına katılmasının onun hayallerine kavuşmasına bir adım daha yaklaştıracağını düşünmüştüm. Sonrasında da danışman şirketimizle görüşmelere başladık.
Maliyetler konusunda hiçbir bilgimiz yoktu. Sadece hayaller, umutlar ve içimizde büyük bir heyecan vardı. Bu görüşmeler arttıkça ve kafamızdaki sorular cevaplandıkça doğru bir yola girdiğimiz hissi bizi daha çok heyecanlandırmaya başladı. Yıllık maliyetler gerçekten fazlaydı fakat oğlumuzun orada yaşayacağı bir yıl hayatında çok şeyi değiştirebilirdi. Sıra Kanada’nın neresine gideceği hangi lisede okuyacağına gelmişti. Biz İzmirli olduğumuz için deniz ve güneş bizim için önemliydi. Kanada’nın soğuk ve karlı -30 lara varan sıcaklığında oğlum asla yaşayamazdı. Bu yüzden Kanada’nın batı bölümünü British Columbia bölgesini tercih ettik. Gideceği yer Nanaimo olacaktı. Nanaimo bilindik ve popüler bir Kanada şehri Vancouver in karşısında bulunan bir adanın küçük bir şehriydi. Büyükşehir Vancouver’a feribotla 2 saatlik mesafedeydi. Vancouver’da yaşayan bir yakınımızın olması da ayrıca bana güven veriyordu. Arda’yla tanışmasalar da ona 2 saatlik mesafedeydi. Başta bunlar oğluma gereksiz ve saçma telaşlar gibi görülse de, bir anne olarak ister istemez her şeyi düşünüyorsunuz. Özellikle en kötü şeyleri düşünüp sürekli senaryo üreten bir kişi olan ben, oğlumun bu kadar uzakta olması beni aynı zamanda telaşlandırıyordu.
Hazır yeri gelmişken şunu da belirteyim, etrafınızda ben asla evladımı bu kadar uzağa gönderemem diyen, gizli gizli ben evladımı çok seviyorum mesajları verip sizin verdiğiniz karardan ötürü sizin evladınıza duyduğunuz sevgi ve bağlılığın yeteri kadar olmadığını vurgulayan çok kişi olacaktır. İçinizdeki fırtınayı, uykusuz geçen gecelerinizi, onun mutlu ve başarılı bir hayat sürmesi için pek çok şeye nasıl göğüs gerdiğinizi, bir tek siz bileceksiniz.
Nanaimo’ya yolculuk yaklaşmış ve yanında bir yıl boyunca kalacağı aile bilgileri bize ulaşmıştı. Dualarım gerçekleşmiş ve iki çocuklu bir aile bizim host ailemiz olmuştu. Çocukların yaşlarının küçük olması hem o ailede iyi zaman geçirmesi ve sıkılmaması hem de çocuklara abilik yaparken İngilizce’yi geliştirmesinde etkili olacaktı. Umduğum gibi oldu ve Arda güzel bir yılı Nanaimo’da tamamladıktan sonra 12.sınıfı da orada okuyarak liseden mezun olacak.
İkinci yılını da Kanada da tamamladığı için üniversite başvurusunda bulunurken, okuduğu iki yılın notları ve öğretmenlerinin referansları önemliydi. Hedefleri doğrultusunda son iki yıl ders seçimini yapması ve akademik dersleri seçmesi, oğlumun üniversite hayallerine ulaşmasını sağladı. Zaman zaman umutsuzluğa kapılsa da danışmanımız Safa beyin de desteğiyle kabul gördüğümüz dünyanın en iyi üniversitelerinden, Kanada’nın ikinci büyük üniversitesi UBC
( University of British Columbia ) ya ön kaydını yaptırdık.
Oğlumun orada yaşamaya devam edeceğini ve dönmeyeceğini görsem de, mutlu olduğunu bilmek, yavru kuşun yuvadan erken uçuşunu ve hayallerine kanat çırpışını seyretmek, bir anne için mutluluk verici. Yolun açık olsun oğlum…